Tosun Terzioğlu

Tosun hocam, benim okuduğum dönemlerde Sabancı Üniversitesi rektörüydü. Malesef dün vefat haberini aldım, kendisine Allah'tan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabırlar diliyorum.

Çok az diyaloğumuz olmasına rağmen, biliyorum ki çok farklı ve döneminin ötesinde bir insandı, öyle ki, yanına gidip hocam ne olacak bu cimbomun hali de deseniz, kuantumdan da bahsetseniz size cevap verirdi.


Kampüste bisikletiyle gezen, bizimle yemekhanede yemek yiyen, mezun olacağımız zaman herkesi evine davet edip, teker teker konuşan bir rektör.

Bulunduğu konum itibarı ile çok çok farklı bir insan olabilirdi, ama tüm egolarını yenmiş, tabiri caizse "aşmış" bir insandı. Onun gibi insanlar çoğunlukta olsa çok çok farklı bir yerde olurduk bence.

Mezun olduğumuz gün, hatırladığım kadarıyla son ders adıyla bir konuşma yapmıştı bize. Aklımda kalan kısma göre diyordu ki, "küçüklüğümden beri elime ne geçerse okudum, yırtılmış gazete kağıdı buldum okudum, kitaplarım bitti yeniden okudum, Şu anda aklınıza gelebilecek her soruya bir cevavım var, aklımda hep cevaplar biriktirdim. Bazılarını kullandım, bazıları  kullanılmayı bekliyor. Siz de bunu yapın. Kendinize soru sorun ve aklınızda cevabını bir köşeye saklayın. Gün gelir lazım olur." Kelimesi kelimesine yazamadım ve hatırlamadım elbette, ama benim o konuşmadan aklımda kalan buydu. Çok da güzel bir sır bence bu, uygulamak gerekli.

Son olarak, üniversitenin açılışında söylediği ve çoğunu uygulamaya geçirdiği sözlerinden bahsetmek istiyorum, nurlar içinde yatsın.

“Türkiye’de bir dünya üniversitesi olacak. Özgür bir tartışma ortamı sağlayacak. Öğrencisine, düşünce kalıplarına zorla giydirme değil düşünmesini, tartışmasını, uygarca tartışmasını öğretecek medeni cesaret sahibi, kendilerine güvenen bireyler olarak yetişmesini sağlayacak. Ne disiplinler arası eşit ağırlıkçı, sayısalcı gibi ne de cinsiyete, ırka dayalı, inanç veya inanma biçimlerine dayalı ayrımcılık yapacak. Böyle bir üniversite hayal ettik hep beraber. Beraber hayal etmeye, ortaya koymaya başladık ürünleri, ama doğrusu 1999 yılı Ekim ayı gelip de ilk öğrencilerimiz heyecanlı, ürkek bir şekilde gelip bilgi merkezinin ortasında dizildiklerinde işte o zaman bu hayaller gerçek olmaya başladı. Onun için hayal etmeyi öğrenin, iyi bir şey.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsan Neden Mutlu Olur?

Kaplumbağa Terbiyecisi

Hedonik Uyarlanma