Serenad - Zülfü Livaneli
Sevgili arkadaşım, kirpiklerin kraliçesi, güzel ama sempatik fotoğrafçı Seyhancığımın tavsiyesiyle üçüncü Zülfü Livaneli kitabını da bitirmiş durumdayım, iyi ki de tavsiye etmiş bu kitabı. Bitirdikten sonra kitap, yüreğimde bir ağırlık, içimde buruk bir tat, garip bir mutlulukla karışık hüzün bıraktı. Nereden başlanır nasıl anlatılır bilmiyorum ama, özellikle Nadia ile Max ın hikayesini okurken fonda kitabın da adını alan Schubert'in Serenade isimli eserini dinliyor olmamın da bu etkiyi yaratmış olma ihtimali mevcut. Eğer mümkünse yazının kalan kısmını bu müzik eşliğinde okuyun derim. Kitabın hissettirdiklerinin bir kısmını en azından duyusal olarak anlamamızı sağlıyor zira. Evet kitapta kurgu bir aşk hikayesi var, ama Livaneli'nin anlatmak istediğinin bundan çok çok öte olduğunu düşünüyorum. Aslına bakarsanız zaten ben sevmem aşk hikayelerini, hele mutsuz aşk hikayelerini asla. Sevip de kavuşamayanlar, ağlamalar, hüzünler falan hiç bana göre değil. Ama de