Kayıtlar

Ağustos, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Serenad - Zülfü Livaneli

Resim
Sevgili arkadaşım, kirpiklerin kraliçesi, güzel ama sempatik fotoğrafçı Seyhancığımın tavsiyesiyle üçüncü Zülfü Livaneli kitabını da bitirmiş durumdayım, iyi ki de tavsiye etmiş bu kitabı. Bitirdikten sonra kitap, yüreğimde bir ağırlık, içimde buruk bir tat, garip bir mutlulukla karışık hüzün bıraktı. Nereden başlanır nasıl anlatılır bilmiyorum ama, özellikle Nadia ile Max ın hikayesini okurken fonda kitabın da adını alan Schubert'in Serenade isimli eserini dinliyor olmamın da bu etkiyi yaratmış olma ihtimali mevcut. Eğer mümkünse yazının kalan kısmını bu müzik eşliğinde okuyun derim. Kitabın hissettirdiklerinin bir kısmını en azından duyusal olarak anlamamızı sağlıyor zira.  Evet kitapta kurgu bir aşk hikayesi var, ama Livaneli'nin anlatmak istediğinin bundan çok çok öte olduğunu düşünüyorum. Aslına bakarsanız zaten ben sevmem aşk hikayelerini, hele mutsuz aşk hikayelerini asla. Sevip de kavuşamayanlar, ağlamalar, hüzünler falan hiç bana göre değil. Ama de

Karikatür

Resim
Bayram olması münasebeti ile, bugün biraz daha gülelim eğlenelim, pozitif olalım tarzı rahat bir yazı yazmaya karar kıldım, birazdan sevdiğim karikatürler ile karşılaşacaksınız. Ayrıca, eğer bu yazıyı okuduğunuzda hala bayram ise iyi bayramlar diliyorum:) Ama öncesinde biraz bilgi, neme lazım, bir yerde karşımıza çıkabilir, bilmek iyidir:) Can dostum, her daim iyi haber alan bir kaynak olan vikipediadan aldığım bilgiye göre, karikatür, kelime olarak dilimize Fransızcadan geçmiş, İtalyanca yüklemek, sorumlu tutmak anlamına gelen caricare kelimesinden türemiş. İlk olarak 1716 yılında yayımlanan, İngiliz bir doktor olan Sir Thomas Browne'un kitabında geçmiş.  Bilinen en eski modern karikatür örneklerini insanların belirli kusurları modele dökmek isteyen Leonardo da Vinci, sonrasında Bernini'de görebilirmişiz. Zamanla Fransa ve İtalya'da yaygınlaşmış ve daha çok politik amaçlı kullanılmış. Örneğin, aşağıdaki karikatürde, 1805 yılında, James Gillray tarafından Napo

Alper Kamu Cehennem Çiçeği - Alper Canıgüz

Resim
Son okuduğum kitap, Alper Canıgüz'ün. Daha önce yazarın yayımlanmış 3 kitabını da okumuş (bir kısmını da tavsiye etmiş) olan ben, maalesef bazı ana hatlar dışında kitapların ayrıntılarını hatırlamıyorum. Aynı kara bahtın kem talihin bu kitaba da uğramaması için buyrunuz, işte görüşlerim. Kitabımızın ana karakteri yazarın diğer kitabı "Oğullar ve Rencide Ruhlar" ın da ana karakteri olan 5 yaşındaki Alper Kamu. 5 yaşında olduğuna bakmayın, kendisi en az 35 yaşındaymış gibi davranan, bir dünya görüşüne, hayat felsefesine sahip, son derece zeki bir çocuk adam. Bu kitabında da yeni bir cinayet ile kendisi ve ailesiyle ilgili bir gerçeği çözüyor. Daha fazla detay verip okumak isteyenlere katil uşakmış demek istemiyorum, muhtemelen bu yazdığımı okuyunca ben hatırlarım:) Romanda bahsi geçen cinayet, mahalleye yeni taşınan komşu çocuğu Ümit ile karakterimizin ilk konuşmasında, Ümit'in kardeşini öldürdüğünü söylemesiyle bizimle tanıştırılıyor. Buna inanmayan veleti